17 Ekim 2025 Cuma

KATALİN SOKAĞI

Katalin Sokağı ' nı okuyalı 12 yıl olduysa Magda Sazabo' nun kalemi ile tanışmam da 12 yıl olmuş demektir. İyi ki anılar var bize kendini hatırlatıyor. 
✏️
Magda Szabo olgunluk dönemimde  okuduğum ilk  Macar yazar.  Oysa benim çocukluğumdan beri aşina olduğum bir Macar yazar daha var ki; onu hepimiz tanıyoruz Frenc Molnar . Zaten Pal Sokağı Çocukları ' nı  hangimiz unuttuk ki?
✏️
Herman Hesse Magda Szabo için; "onun kitaplarını keşfettiyseniz altın bir balık yakalamışsınız demektir " demiş .
✏️
Katalin Sokağı Magda Szabo dan okuduğum ilk roman. 2. Dünya Savaşı öncesinde bu sokakta mutlu mesut yaşayan üç ailenin 
 1930'lardan başlayıp 1960'ların sonuna kadar  devam eden hikayesi.
✏️
 Katalin Sokağı'nda yaşayan bu  üç ailenin, savaş dönemi öncesi ve sonrasında nasıl etkilendiklerini okuyoruz. Ben çok duygulanarak okuduğumu hatırlıyorum.  Yaşamadan ölenler, ölenleri kalplerine gömenler savaşın insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini yüreğe işleyen cümlelerle okura sunmuş yazar. 
✏️
İkinci Dünya Savaşı Polonya, Macaristan gibi ülke halklarını da etkilemiş savaşın izlerinin silinmesi çok zor ve özellikle Macar Edebiyatı'nda bu izleri görmek mümkün. 
 Bu yüzden şu an yaşanan savaşın bir an önce bitmesini diliyorum. 
✏️
Bu 12 senede Magda Szabo  külliyatinı bitirdiğimi de eklemek istiyorum. Kitapları beğeni sırasına koyarsam ;
1. Katalin Sokağı 
2. Kapı 
3. Iza'nın Şarkısı 
4. Yavru Ceylan diyebilirim. 
Yazarın en son yayınlanan romanı Abigail de kitaplığımda okunma sırasını bekliyor. 
Kitapsız kalmayalım... 📚

11 Ekim 2025 Cumartesi

ŞEYTAN TANGOSU'NUN NOBEL ÖDÜLLÜ SANATÇISI

Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi belli oldu
2025 Nobel Edebiyat Ödülü'nü "Şeytan Tangosu"nun Macar yazarı László Krasznahorkai kazandı.

Macar yazar László Krasznahorkai 2025 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Yazarın "Şeytan Tangosu" ve "Direnişin Melankolisi" gibi kitapları Türkçeye çevrilmişti.

Nobel Komitesi ödülün verilmesinde 71 yaşındaki Krasznahorkai'nin "kıyametvari bir terör ortamında bile sanatın gücünü gösteren, etkileyici ve vizyoner yapıtlar ortaya koyması"nın etkili olduğunu belirtti.

Krasznahorkai yazarken ilham aldığı şeyin Franz Kafka'nın "Şato" kitabı olduğunu birçok kez dile getirmişti. White Review dergisine 2013'te demeç veren Macar yazar "Kafka okumadığımda Kafka düşünürüm. Kafka düşünmediğimde onu düşünmeyi özlerim" demişti.

Ödülü kazananlara İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından 11 milyon İsveç kronu (yaklaşık 1.2 milyon dolar) ödül veriliyor.

KİTAPLARININ FİLMİNİ BELA TARR ÇEKTİ

Krasznahorkai'nin eserleri usta Macar yönetmen Bela Tarr tarafından beyaz perdeye uyarlanmıştı: Şeytan Tangosu, "Satantango" adıyla 1994'te yayınlanmış ve 7 buçuk saat olmasıyla dikkatleri üzerine çekmişti.

Direnişin Melankolisi ise "Karanlık Armoniler" adıyla 2000 yılında beyaz perdeye çıkmıştı.

ÖDÜLÜ ALAN İKİNCİ MACAR OLDU

Krasznahorkai, 2002'de Nobel alan Imre Kertész'den sonra bu ödüle layık görülen ikinci Macar yazar oldu.

Romanya sınırına yakın Gyula kasabasında doğan Krasznahorkai, edebiyat dünyasındaki çıkışını 1985’te yayımlanan "Şeytan Tangosu" adlı romanıyla yaptı. Eser, Macaristan’da büyük yankı uyandırdı ve kısa sürede edebi bir fenomene dönüştü.

Nobel komitesi, Şeytan Tangosu'nun "komünizmin çöküşü öncesinde Macar kırsalında terk edilmiş bir çiftlikte yaşayan yoksul bir topluluğu güçlü ve sembolik bir dille anlattığını" belirtti.

4 Ekim 2025 Cumartesi

İŞTE BÖYLE OLDU

Italo Calvino'nun
 " yeryüzünde kalan son kadındır.  Öbür insanların tümü erkektir " diye söz ettiği Natalia Ginzburg' un Can Yayınları'ndan çıkan  kitabı İşte Böyle Oldu' yu  okudum. İtalyanca aslından çeviri Şemsa Gezgin'e ait. 
✏️
Yazarımız 1916 Palermo doğumlu; yayımcı ve direnişçi Leone Ginzburg ' un eşi zaten romanı da eşine ithaf etmiş; ayrıca ünlü tarihçi Carlo Ginzburg'un annesi.
✏️
Hiç abartmıyorum; kitabın altıncı cümlesi:
 " Alnının ortasına ateş ettim " diyor ve biz okurlar daha ilk sayfadan faili belli bir cinayete tanık oluyoruz. 
Ama polisiye bir roman değil bu.
Bence sevgisizliğin romanı.
✏️
 Bu kısacık romanda biz bu cinayetin neden işlendiğini okuyoruz.
Hayatı boyunca  hiç sevilmemiş bir kadının duygularını aşk 
sanmasıyla başlıyor her şey: hayatı boyunca başkasına aşık olan ve aşık kalacak bir adamla Alberto'ylaevlenmesine tanık oluyoruz. 
✏️
Okudukça aslında bir aşk üçgeni falan değil düpedüz aşk sanrısı içine düşen insanların hayatını görüyoruz. 
✏️
İki iyi arkadaş Alberto ve Augusto aynı kadına aşık olurlar ve son çare olarak da intihar etmeyi seçerler. Tabancalarına kadar alırlar ama sonra bu fikirden ikisi de vaz geçer. 
Augosto hayatına devam ederken Alberto aşık olduğu kadından kendini kurtaramaz üstelik kadın da evlidir ve bir oğlu vardır. 
✏️
Alberto çareyi baska biri ile evlenmekte bulur genç kadın kendinden yaşça çok buyuk olan Alberto' ya aşık olduğuna kendini inandırır ve  kadın Alberto' nun birlikteliğini de   bilmektedir ama canını dişine takarak eşini mutlu etmeye çalışır.
Bu minval içinde roman ilerler. 
✏️
Bu aralar sayfaca az anlamca derin kitaplar okuyorum.  
"İşte Böyle Oldu da öyle bir roman oldu benim için."
Hani okumaya zamanım yok diyenler var ya ( ki bu bana çok anlamsız gelir çünkü ben okumaya ayrıca zaman yaratanlardanım ) ; işte onların bile hemencecik keyif alarak okuyacağı bir roman olmuş. 
✏️
"Alnının ortasına  ateş  ettim... kalemi ve mürekkebi alıp alışveriş defterine yazmaya başladım.  Ansızın kendi kendime kime yazdığımı sordum. Ama buna karar vermek çok güçtü ve net ve alışıldık yanıtlar için zamanın içimde sonsuza dek durduğunu hissediyordum. "
✏️
Öyle işte .
Kitaplar hep olsun hayatlarımızda✏️📕✏️