Bazı kitapları okurken elinizden düşüremezsiniz.
Hem sonunu merak eder, hem de bitirmek istemezsiniz.
Kitap bittikten sonra, bu sefer de dilinizden düşüremezsiniz.
Çevrenizdeki tüm kitap severlerle kitabı paylaşır hatta benim gibi okuduğu kitabı kitaplığında tutmaktan çok paylaşmayı seven biri iseniz birer birer arkadaşlarınıza veririsiniz.
Sonra ne mi olur?
O okuduğunuz kitap hem aklınızın hem yüreğinizin hem de kitaplığınızın baş köşesine oturur.
Ayfer Tunç’un yaklaşık bir yıldır kitaplığımda bekleyen “ Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan kısa Tarihi” adlı romanı bende tam da bu etkiyi yarattı.
Hatta bu güne kadar neden Ayfer Tunç kitaplarını okumadığım için kızdım kendime.
Kitapla ilgili tek bir olumsuz eleştiri yapmam gerekirse, kitabın puntolarını çok küçük olmasıydı.
Ancak eğer okumak isterseniz bu bile kitabı bir solukta okumak için çok önemli bir neden olmuyor.
Sonuç olarak kitabı okuyup bitirdikten sonra öncelikle yazarın her biri ayrı bir roman konusu olabilece k onca karakterle nasıl başa çıktığına şaşıp kalıyorsunuz.
Daha fazla anlatmayayım; Ayfer Tunç ve muhteşem romanı Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan kısa Tarihi” benim gönlümün Nobel edebiyat Ödülünü çoktan aldı bile.
hahahah az önce bu kitabı tavsiye ettim sana:)
YanıtlaSilYaa muhteşem bir kitap ama değil mi Lale'cim,?
YanıtlaSilsenin kitap zevkine güveniyorum özlemcim:) Demek ki okumak gerekiyor:))
YanıtlaSilSağol canım, çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilGerçekten çok güzel bir kitap, bu arada yazarın son kitabı Yeşil Peri gecesi'ni de önemle tevsiye ederim.
gerçekten çok güzel bir kitapdı.Okurken daldan dala atlayıp sonra bir yerlerde yolların kesiştiğini hatırlıyorum çok keyifle okumuştum, bu bloğu çok sevdim.Kitap okumayı severim tek tek bütün postları okuyup aralardan kitaplar seçmeye kararlıyım :)
YanıtlaSil