Blog Listem

30 Kasım 2025 Pazar

KASIM KITAPLARIM

Kasım ayı bu kitapları okuyarak geçti. 
İlk sırayı Gezgin Ruhlar 'a verdim çok beğendiğimi söylemek isterim. Dün gece bitirdim. Hakkında yazacağım çok şey var.  İlerleyen günlerde paylaşacağım. 
📚
İkinci sırada Sevgili Michele var ... Natali Ginzburg 'dan okuduğum en ama en tatlı kitaplardan biriydi. 
📚
Üçüncü Sırada Ayfer Tunç’un son kitabı var. Onu da yeni bitirdim. Sıkı bir Ayfer Tunç okuru olduğum için beğenerek okudum ama Ayfer Tunç 'un kalemi ile tanışmak isteyen okurlar bu kitapla başlamasınlar. 
 Kapak Kızı - Yeşil Peri Gecesi - Osman üclemesini öneririm. İlerleyen zamanlarda Annemin Uyurgezer Geceleri 'ni de anlatacağım. 
📚
Dördüncü sırada Yörüngede var. Güzel bir kitaptı.  Benim umduğumdan çok daha iyi idi.  İyi ki okudum .
📚
Beşinci sırada Şişeye Takılan Şeyler var. Romen yazarc Sophie Van Llewn'in  kitabı tıpkı ve Çavuşesku Romanysında geçiyor. Kitabın ilk sayfalarında yazan şu satırlar gibi bir kitap : " Sevimli, hüzünlü, eğlenceli ve bilgilendirici bir kitap. Teyze Theresa'yı çok sevdim.
📚
Kütüphane Kedisi de ilginç bir kitaptı ama çok aşırı beğendim diyemeyeceğim. 
📚
Albaya Mektup Yok 'u en sona bıraktım tabii ki beğenmediğim için değil; Gabo ve kitapları  hakkında ne söylesem yeterli kalmayacağı için. 
📚
Aralık ayında neler okuyacağım bakalım? Hiç planlama yapmadım yaşayıp göreceğiz. 📚😊

25 Kasım 2025 Salı

KELEBEKLER ZAMANI

Kelebekler kanat çırparsa diktatörlükler yıkılır!
🥀🥀🥀
1950'li yıllar. 
Dominik Cumhuriyeti, beğendiği kadınları zorla ayağına getirtip, çoğuna tecavüz eden faşist diktatör Rafael Trujillo tarafından yönetilmektedir. 
🥀🥀🥀
Parlak bir hukuk öğrencisiyken diktatörlüğü övmeyi, diktatörün arzu nesnesi olmayı reddeden Minerva, Avukatlık izni alamaz.
🥀🥀🥀
Yaşamları boyunca diktatörlüğe direnen Minerva, Patria ve Maria Teresa Mirabal kardeşler, üç kelebekler, 25 Kasım 1960'ta gizli polis tarafından, ağır işkenceler yapılarak katledilirler.
Öldürüldükleri gün BM tarafından 1981 yılında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak kabul edilir. 
🥀🥀🥀
Yaşananlar Julia Alvarez tarafından "Kelebekler Zamanı" ismiyle romanlaştırılır. 
🥀🥀🥀
Diktatöre ne mi oldu? Kendi askerlerince öldürüldü ve öldürüldüğü gün hala bayram olarak kutlanmaktadır. 
🥀🥀🥀
Kadına yönelik şiddetle her gün mücadele etmeliyiz...

25. KASIM 
MIRABEL kardeşlerin ölüm yıl dönümü,  her yıl kadına şiddet günü olarak anılır. 
 Mario Vargas Llosa ' nın efsane romanı Teke Şenliği  de romanında Mirabel Kardeşler 'e yer vermiş; o enfes  üslubu ile anlatmış " kelebekler kanat çırparsa diktatörlükler yıkılır. "

13 Kasım 2025 Perşembe

CSUTORA ŞAHSİYETLİ BİR KÖPEĞİN HİKÂYESİ


Beni tanıyanlar bilir Sandor Marai en sevdiğim  Macar yazarların başında gelir.
📚
Son romanı Can Yayınları'ndan yayınlanan Csutora Şahsiyetli Bir Köpeğin Hikayesi'ni kasım başında okudum.
📚
Değişik bir romandı Csutora’nın hikayesi.
📚
Sandor Marai 'nin romanlarında genellikle  insan ilişkileri okuruz bu romanda insan - hayvan ilişkisine tanık oluyoruz.
📚
Csutora barınaktan sahiplenilen  puli cinsi bir köpektir.- Puli bir Macar köpeğiymiş upuzun tüyleri olan Macar koyun  çoban köpeği. -
📚
Csutora biraz asi ruhlu bir köpektir. Evin kurallarına uymaz.
Köpek büyüdükçe aslında safkan  bir Puli değil melez bir köpek olduğunun farkına varan aile Csutora ile başa çıkamaz hale gelir.
Köpek sahibine boyun eğmez ama içtenlikle sever.
📚
Görünüşte bir köpeğin hikâyesini anlatıyor gibi dursa da aslında insan doğasına, sadakate, yalnızlığa ve dostluğa dair derin  alegori barındıran bir roman okudum.
Sandor Márai’nin ince psikolojik gözlemleri ve zarif dili burada da kendini göstermiş.
📚
Csutora’nın gözünden insan dünyasına bakarken, aslında insanın kendi zaafları, gururu ve sevgiyi ifade edemeyişi çok güzel anlatılmış.
📚
Csutora kendi kişiliğini koruyarak sadık olabilen bir  köpek ve bu Sandor Marai ’nin insanlarda eksikliğini hissettiği bir erdem...
📚
Benim için İşin Aslı Judit ve Sonrası ve Mumlar Sonuna Kadar Yanar kadar olmasa da güzel bir okuma deneyimi Csutora 'nın hikayesi.
📚
Arka kapağında yazdığı gibi " komik, anarşist bir köpek romanı ".

Yazarı seven ve evlerinde patili dostları olan okurlara tavsiyemdir. 😊
🐈🐕🦮🐕‍🦺

3 Kasım 2025 Pazartesi

EKİMDEN KALANLAR


2025 Ekim ayında okuduğum kitaplar : 

Ben öyle ayda 15 - 20 kitap okuyanlardan değilim.  O kadarına da hiç gerek olmadığını düşünürüm. 
📚
Çünkü okuduğum kitabı anlamam, sevmem, altını çizmem gerekirse internetten araştırma yapmam lazım.  
📚
Misal kitabın içinde bir kitaptan söz ediliyor o kitabı araştırmam lazım ya da müzik var diyelim açıp dinlemem lazım. 
📚
Bu ay da sekiz kitap okumuşum.  Gayet iyi bence .
📚
Ayın enlerine gelince :

İlk sırada Bahçıvan ve Ölüm var çok çok beğendim. 
Baba kaybını bu kadar iyi, bu kadar duygusal anlatan bir kitap okumamıştım. 
📚
İkinci sırada Sevgili Michele ve Akşamın Sesleri var. Natali Ginzburg gerçek bir efsaneymiş özellikle ardarda okuduğum iki kitabı ile anlamış oldum. Hele Sevgili Michele muhteşem bir kitaptı.  O kadar kısa sayfaya klasik tadında bir roman sığdırmış Natali Ginzburg. 
📚
Üçüncü sırada Albaya Mektup Yok var . Marquez farkı der susarım. 
📚
Dördüncü sırada Ölüler Evinden Notlar var. Dostoyevski bambaşka bir dünya. Yıllar önce kütüphaneden alıp sıkılıp yarım bırakmıştım.  Kıymetli bir arkadaşımın önerisi ile yeniden okudum. Şunu söylemeliyim; Dostoyevski okumak için acele etmeyin belli bir yaştan sonra bu ve benzeri kitaplarını okuyun . Beyaz Geceler, Kumarbaz gibi kolay okunan kitapları ile başlayın. 
📚
Kıskanmak dizisi için okuduğum bir kitap oldu. Dizi ile konu çok farklı birbirinden ama kitap ve roman olarak değerlendirmem gerekirse fena değildi.
📚
Sonsuz Aşk Ivan Mc Ewan'ın o değişik tarzı ile yüklü idi. Beni gerim gerim gerdi ama okuttu kendini .
📚
Hiç 'i ise sevemedim.  Güzel bir konu yazarın cinsel tercihinin gölgesinde kalmıştı. 
📚
Bakalım Kasım ayında neler okuyacağım?

30 Ekim 2025 Perşembe

BAHÇIVAN VE ÖLÜM


Ekim ayında okuduğum kitapların içinde; hatta 2025 yılında okuduğum kitaplar içinde en beğendiğim
 bir anı- roman oldu Bahçıvan ve Ölüm. 
📚
" Babam bahçıvandı. Şimdi bir bahçe. 
Söz konusu tabii ki bir son, ama son nereden başlar ? " diye vurucu bir cümle ile başlayan ve ilk sayfanın son paragrafında " Hemen söyleyeyim bu kitabın sonunda baş kahraman ölüyor"
Sadece hikayelerin anlatıcıları hayatta kalıyor ama onlar da bir gün ölecek. Sadece hikayeler hayatta kalacak ." 
şeklinde devam eden bir romanı okumazsam olmazdı. 
📚
Benim hikayemin kahramanları gideli çok oldu hem de arka arkaya denecek bir zaman aralığında gittiler. 
Geçen ay içinde de hikayemin en kıymetli kahramanını sevgili dayımı kaybettim bu yüzden mutlaka okumalıyım diye düşündüm bu romanı.
📚
Georgi Gospodinov’un “Bahçıvan ve
 Ölüm” romanı, yazarın diğer kitaplarında sıklıkla söz ettiği;  zaman, ölüm, hafıza ve kimlik temalarını derin ve şiirsel bir dille işlemiş.
📚
Bahçıvan ve Ölüm, romanla bir şiir kitabı arasında duruyor; anlatı parçalı, zaman zaman düşsel, bazen de günlüğe benziyor.
📚
Gospodinov   ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi, doğanın döngüsünü ve insanın ölümlülük karşısındaki çaresizliğini anlatıyor.

Şiirsel dil dedim ya altını çizdiğim yerler: 

" Bu uzun bir kederdir diyor bir arkadaşım.  Güzel bir ifade ama ben henüz acının içindeyim. " 
🌻✒️
"Önce uzun bir acı olur. Keder sonra gelir. "
🌻✒️
" Ve saate dokunma, o başka zamanda dakik. "
🌻✒️
" Belki de babamın görevi buydu diye düşünüyorum, kendisi bile farkında olmadan kendi büyüttüğü ve her yerde peşinden gelen küçük bir hikaye sürüsünün çobanı olmak " .
🌻✒️
"Babam öldü ve Babam ölüyor tümüyle farklı iki cümle.  İlki bir olgu, bir sonuçtur umut ve çaresizliğin birbirini besleyip alevlendirdiği uzun bir hikaye.  Birinin oksijeni ateşini harlar. "
📚
Kitabın son sayfasında yazarın babası ile çekilmiş bir siyah  beyaz fotoğraf vardı.  Kitap bittiğinde evdeki siyah beyaz albümümü karıştırdım.  Çünkü sevdiklerim artık o albümde, siyah - beyaz fotoğraflar içinde...

Ve biz, kendi küçük hikayelerimizin çobanıyız aslında... çobanlığımızın farkında olmadan yaşayan...

 

25 Ekim 2025 Cumartesi

KAĞIT Ev

Kitaplığımı düzenlemeye son hızla devam ediyorum çünkü artık cidden yerim kalmadı haa bu arada kitap almaya devam ediyor muyum? Elbette.
Çünkü kitap okumak kadar kitap almak da benim için çok önemli.  Okumak için kalan ömrüm yetecek mi bilmiyorum ama zaten neyi biliyoruz ki şu dünyada? Ardımdan geriye güzel bir kitaplık kalır hiç bir şey olmazsa.
📚
Kağıt Ev 2015 de alıp okuduğum bir kitaptı. 
İçinde kitap olan her şeyi çok severim Kağıt Ev 'in konusunu görünce hemen alıp okumuş ve çok sevmiştim bu kısa ama derin romanı;  sonu biraz havada kalmış olsa da altını çizdiğim çok cümle oldu. 
📚
Arjantinli yazar Carlos Maria Dominquez tarafından 2002 ' de "La casa de papel " adı ile yazılan Netflix'in o meşhur dizisi ile hiç ilgisi olmayan bir novella Kağıt Ev.
📚
1998 ilk baharında Blumma Lennon adlı bir kadının bir kitapçıdan Emily Dickonson'un Şiirlerinin eski baskısını alıp 2.şiiri okurken arabanın altında kalıp ölmesi ile başlıyor. Sonrasını anlatmiyim meraklısı zaten okumuştur ama kitaplara tutkun, evini kitaptan inşa eden bir adam ve tutkulu bir aşk hikayesi var bu kısa romanda. Bir de geriye kalan muhteşem cümleler:

" Kimse  bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okuyamacak olsak da bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat ve şemsiye kaybetmeyi yeğleriz."
📚
"Üstlerinde gün ay ve yıl yazan sayısız kitap gördüm ben; gizli bir  takvimi oluşturur her biri ."
📚
" İnşa edilen bir  kütüphane yaratılan bir  hayat demektir yığılmış kitaplar toplamı değildir asla. "
📚
"Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak ona sahip olmaktan daha zordur. "
📚
"Arjantin de son askeri diktatörlük döneminde pek çok insan kitaplarını yaktı, kitaplarının celladı olmayı tercih ettiler, ben buna cüret edemedim bulunacaklarının farkında oldugum halde dergileri büküp büküp duş perdesinin içine soktum."
📚
Daha yazacak konuşacak öyle çok şey var ki bu güzel kitaba dair kitapliğımda karşıma çıkınca paylaşmak istedim. 📚

17 Ekim 2025 Cuma

KATALİN SOKAĞI

Katalin Sokağı ' nı okuyalı 12 yıl olduysa Magda Sazabo' nun kalemi ile tanışmam da 12 yıl olmuş demektir. İyi ki anılar var bize kendini hatırlatıyor. 
✏️
Magda Szabo olgunluk dönemimde  okuduğum ilk  Macar yazar.  Oysa benim çocukluğumdan beri aşina olduğum bir Macar yazar daha var ki; onu hepimiz tanıyoruz Frenc Molnar . Zaten Pal Sokağı Çocukları ' nı  hangimiz unuttuk ki?
✏️
Herman Hesse Magda Szabo için; "onun kitaplarını keşfettiyseniz altın bir balık yakalamışsınız demektir " demiş .
✏️
Katalin Sokağı Magda Szabo dan okuduğum ilk roman. 2. Dünya Savaşı öncesinde bu sokakta mutlu mesut yaşayan üç ailenin 
 1930'lardan başlayıp 1960'ların sonuna kadar  devam eden hikayesi.
✏️
 Katalin Sokağı'nda yaşayan bu  üç ailenin, savaş dönemi öncesi ve sonrasında nasıl etkilendiklerini okuyoruz. Ben çok duygulanarak okuduğumu hatırlıyorum.  Yaşamadan ölenler, ölenleri kalplerine gömenler savaşın insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini yüreğe işleyen cümlelerle okura sunmuş yazar. 
✏️
İkinci Dünya Savaşı Polonya, Macaristan gibi ülke halklarını da etkilemiş savaşın izlerinin silinmesi çok zor ve özellikle Macar Edebiyatı'nda bu izleri görmek mümkün. 
 Bu yüzden şu an yaşanan savaşın bir an önce bitmesini diliyorum. 
✏️
Bu 12 senede Magda Szabo  külliyatinı bitirdiğimi de eklemek istiyorum. Kitapları beğeni sırasına koyarsam ;
1. Katalin Sokağı 
2. Kapı 
3. Iza'nın Şarkısı 
4. Yavru Ceylan diyebilirim. 
Yazarın en son yayınlanan romanı Abigail de kitaplığımda okunma sırasını bekliyor. 
Kitapsız kalmayalım... 📚