Kitap bittikten sonra ne yeni bir kitaba başlayabildim, ne de kitap hakkında düşüncemi yazabildim.
Üstelik çok da eksik hissettim kendimi.
Meğer ben "Struma"yı hiç duymamışım.
Deliler gibi sevdiğim, yaz aylarında ateş böceklerinin gece şölenine hayran kaldığım Şile'nin denizinin altında yatan koca gemiden hiç haberim olmamış.
Ve Nadia, ahhh Nadia !!!
Geminin güvertesinden gökyüzüne bakarken, kuşların " V " şeklinde göçüşünden bile umutlanan Nadia.
Ve Profosör, sevdiği kadına hayatının tek ve en güzel bestesini yapan adam.
Bir insan daha da büyük hangi acıyı yaşayabilir acaba?
Sahiden de coğrafya kader midir?
Ve Maya, erkek yazarın kaleminde hayat bulan zeki, okuru kendine bağlayan Maya.
Ve Serenad aslında roman hakkında konuşacak ve yazacak o kadar çok şey var ki ...