Blog Listem

29 Eylül 2025 Pazartesi

GÖLGE ADAM


Luigi Pirendollo' nun  Gölge Adam  romanı eylül ayının son haftasında okuma serüvenime eşlik etti. 
Çok keyif alarak gülerken düşünerek okuduğum bir roman oldu Gölge  Adam. 
✏️
Bu güzel roman yazara 1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandırmış ve yazar iki yıl sonra hayatını kaybetmiş. 
Gölge Adam aslında yazarın Mattia Pascal Gerçekten Yaşadı mı Yaşamadı mı ? adlı romanı.
 Roman Epsilon  Yayınları 'ndan bu isimle basılmış sonra da Gölge Adam  adıyla  Dorlion Yayınları 'ndan basılmış. 
✏️ 
Güçlü bir mizah anlayışı ile yazılmış bu güzel roman 
adı gibi gölgede kalmış, genelde yazarı bilen ve  seven okurlar okumayı tercih etmiş diye düşünüyorum. 
Bana okurken zaman zaman Ferhan Şensoy 'un kitaplarını hatırlattı.  Zaten Pirandello aynı zamanda bir piyes yazarı. 
✏️
Mattia Pascal  varlıklı bir  ailenin sorumsuz oğludur.
Bir gün aile tüm varlığını kaybeder. Ne yapacağını bilmez bir haldeyken tanınmayacak halde bir ceset bulunur herkes  kim olduğu anlaşılamayan cesetin  Mattia Pascal ' a ait olduğunu düşünür. Mattia Pascal 'ın da bu durum çok hoşuna gider o artık ölmeden ölmüş Adrien Meis'  olmuştur. 
✏️
 Gün gelir  başka kimlikle var olma çabası zor gelmeye başlar; başına da  komik olaylar gelir;
ölmeden ölmenin hoş bir  durum olmadığının farkına varır  ve kimlik arayışı içine girer kendi gölgesi bile değildir artık. 
Bu arada yaptıklarını ve yaşadıklarını anlatmıyorum.😃 
✏️
Luigi Pirendollo' nun 1903 yılında babası iflas etmiş.  Tıpkı romandaki gibi aile tüm mal varlığını bir anda kaybetmiş.  Yazarın eşi üzüntüden kısmi felç geçirmiş ve sonra aklını yitirecek kadar psikolojik sorunlar yaşamış.  
Yazar hastanede eşinin başındayken yazmış bu romanı. 
Bir ara ölmeyi isteyen yazar hayatına öğretmenlik yaparak devam etmiş  Otobiyografik öğeler de var romanda. Hayata sıfırdan başlayıp İtalya ' nın en sevilen yazarlarından biri olmuş.
✏️
İnsana varlığını sorgulatan, otobiyografik özellikler taşıyan kitapları okumayı çok severek okuyorum.
Gölge Adam  yani Mattia Pascal Gerçekten Yaşadı mı Yaşamadı mı da kitaplığımda ve kitap hafızamda yerini aldı.  ❤📚❤

23 Eylül 2025 Salı

LİZBON'A GECE TRENİ

2012 yılında okumuşum bu güzel romanı. 
2014 'de filmi vizyona girmişti. 
✏️📚
Derin bir romandı ben de en yoğun iş  dönemimdeydim. Babamın sağlık sorunları başlamıştı benim de sağlık sorunlarım vardı nedeni bilinmeyen ağrılarım falan filan. 
İşte böyle zor bir dönemde okudum bu güzel romanı. 
✏️📚
Sonra kitap bitti, babam gitti, ağrı sebeplerimin sorumlusu safra kesemmiş o da gitti geriye bu kitabın bendeki izleri kaldı. 
Facebook anılarıyla hatırladım ve eski not defterimi buldum; kitaptan yazdıklarımı paylaştım. 
Halen okumadı iseniz mutlaka okuyun ya da filmini izleyin çok kıymetlidir  benim için .
Bu arada yazar Pascal Mercier 2016 da bu dünyadaki yolculuğunu tamamladı. 
Kısaca; hayatlarımızdan geriye  söz uçtu yazı kaldı. 
✏️ 
İşte kitaptan notlarım : 
"Okuyan insanlar vardı, bir de ötekiler. Birinin 
okuyan mı okumayan mı olduğu hemen anlaşılıyordu. İnsanlar arasında bundan daha büyük bir fark yoktu. Gregorius bunu iddia ettiğinde insanlar şaşırıyorlardı, kimileri de böyle çarpık bir fikir karşısında başlarını iki yana sallıyorlardı. Ama 
böyleydi. "
✏️📚
 "Bir yeri terk ettiğimizde orada bizden bir şeyler kalır. Gitmiş olsak da orada kalırız ve içimizde bazı şeyler vardır ki sadece oraya dönerek bulabiliriz. Çok kısa bir süreliğine de olsa hayatımıza sahnelik eden bir yere gittiğimizde ruhumuza yolculuk ederiz. ama kendimize ettiğimiz bu yolculukta, kendi yalnızlığımızla yüzleşmemiz gerekir ve yaptığımız her şey yalnızlık korkusundan yapılmıyor mu zaten? hayatımız son bulurken pişman olacağımız onca şeyden vazgeçme sebebimiz bu değil mi?"
✏️📚
 "İstediğin yere gidebilirsin, istediğini görebilirsin ama her yer tanıdığın insanlar kadar güzeldir."
✏️📚
Beni tam olarak anlamalarını istemiyorum,
hayatımı tanınmadan yaşamak istiyorum..
Başkalarının körlüğü benim güvenliğim ve özgürlüğüm..."
✏️📚
 "Hayatın gerçek yönetmeni tesadüftür?

13 Eylül 2025 Cumartesi

DÜN

Agota Kristof 'un tadı
 damağımda kalan roman serisi Büyük Defter, Kanıt, Üçüncü Yalan ' dan sonra baskısı biten Dün ' ün yeniden satışa sunulması ile kitabı alıp okumam bir oldu.
✏️  
Agota Kristof gerçekten çok değişik bir kalemi olan yazar.
Yine yokluk, yine sefaletin uçlarında hayatlar anlatıyor bize yazar.
✏️
Bu 72 sayfalık romanda bilinmeyen bir ülkede annesi ile zor şartlar altında yaşayan Tobias'ın hayatına tanıklık ediyoruz. Tobias babası olmayan bir çocuktur. Babasının öldüğünü sanmaktadır oysa babası çok ama çok yakınındadır. Günün birinde bunu öğrenir ve hayatı baştan sona değişir. 
✏️
" Korkuyu ancak rüzgar ulaştırabilir bilinen bir şey bu; çoktan beri ben de biliyorum. "
✏️
"Hatta çocukluğumun mutlu geçtiğini bile söyleyebilirim çünkü çocukluğun başka şekillerinden haberim yoktu "
✏️
Bu kısa romanda Tobias' ın patolijik hallerine tanıklık ediyoruz. Yazar bunu her zamanki yalınlığı ile anlatmış. 
✏️
Fikrimi söylemem gerekirse; eğer Dün Agota Kristof ' tan okuduğum ilk roman olsaydı çok begendim diyebilirdim ama bence Büyük Defter Kanıt Üçüncü Yalan ' 'ın gerisinde kalmış bir roman. Aynı heyecanla okuyamadım. 
Belki de sorun bendedir. Aynı yazardan üst üste farklı kitap okumaktan sıkılırım bazen.
Yine de Agota Kristof ' un kitaplarını hiç okumamış okurlar için güzel bir başlangıç olabilir.

11 Eylül 2025 Perşembe

BURASI RADYO ŞARAMPOL


Burası Radyo Şarampol 1970'li yılların sonunda  Antalya' da başlıyor ve 1989 Almanya' ya  kadar uzanıyor. 2020 yılında bitiyor. 
✏️
 Roman kahramanı Filiz ve komşuları Mine Abla, Antalya' nın Şarampol mahallesinde oturmaktalar. Filiz 14 yaşında;  Antalya Lisesi öğrencisi ama biz romanda lisenin adını öğrenemiyoruz .
 Mine Abla ise kadim komşuları...
Filiz'in anne ve babası mutsuz bir  evlilik, şiddetli geçimsizlik  içindeler bu yüzden Filiz zamanını hep Mine Abla ile geçiriyor. 
✏️
Mine Abla ' nın devrimci bir sevgilisi var adı Cengiz Mine ona deliler gibi aşık onun için  yapmayacağı şey  yok işte bu yüzden ilerleyen sayfalarda  yolu Almanya' ya kadar uzanıyor  Mine' nin.
✏️
Filiz özgür ruhlu bir kız.  Romanda beni en çok etkileyen bölümlerden birinde Filiz' in bir gün karnı  açken ve canı sıkkınken,  iskele yakınlarından Mermerli' den balık tutup eve gelip o balığı pişirip  yemesi; çünkü Antalya böyle bir şehirdir; balık tutmasını biliyorsan aç kalmazsın. 
✏️
12 Eylül dönemi Filiz ve Mine Abla'nın da hayatını etkiliyor. 
Mine Abla  sevgilisinin peşinden  Almanya 'ya gidiyor. Daha sonra Filiz üniversite eğitimi için önce İstanbul ' a gidiyor iyi bir üniversitenin matematik mühendisliği bölümünü kazanıyor; ardından onun da yolu Almanya 'ya düşüyor... 
✏️
Antalya'dan Almanya'ya uzanan hayatlarında 1989 yılında  Berlin Duvarı 'nın yıkılmasına tanıklık ediyorlar ve  kendi hayatlarında da nice duvarlar yıkılıp yenileri inşa oluyor.
✏️
 Kâh gülerek kâh gözlerim dolarak iki yıl önce  okumuştum bu güzel romanı .
Romanı beğenmemde Antalya 'nın etkisi mutlaka vardır  ama,  kitap sitelerinde ve instagramda gördüğüm kadarıyla Antalya ile hiç ilgisi olmayanlar da çok  beğenmişler 
Burası Radyo Şarampol' u.
✏️
Kendi adıma konuşmam gerekirse etkisinden uzun süre çıkamadığım bir romandı ... 
✏️
Bugün 12 Eylül ün yıl dönümü.  Hepimizin hayatına dokunan bir dönemdir 12 Eylül darbesi . Ona atfen bu güzel romanı anlatmaya çalıştım ve üzerinden yıllar geçse de gönülden tavsiyemdir bu güzel roman.  Sevgili yazarım Şükran Yiğit 'in yüreğine sağlık... 

 



10 Eylül 2025 Çarşamba

BÜYÜK DEFTER KANIT ÜÇÜNCÜ YALAN

Artık  iyice  eminim  kendimden; Macar Edebiyatı  okumayı  seviyorum. 
🌹
Magda Szabo ile başlayıp  Sandor  Marai ile  devam eden Macar  Edebiyatı  okuma yolculuğum Agota Kristof ile taçlandı diyebilirim.
🌹 
Büyük  Defter, Kanıt, Üçüncü  Yalan aslında 1986- 1988 ve 1981 yıllarında yazılmış  üç ayrı  roman. 
YKY bir güzellik  yapıp  üç  romanı  birlikte sunmuş  okurlarına. 
🌹
İlk Kitap Büyük  Defter' de zaman ve karakter isimleri yok ama savaş  var okurken bunun İkinci Dünya Savaşı  olduğunu  anlıyoruz .
Ayrıca ülke ve şehir  ismi de yok. Sadece savaş  nedeni ile anneleri tarafından  anneannelerine bırakılan ikiz kardeşler  var. 
Anneanne bildik anneannelerden değil; sorumsuz pislik içinde yaşayan,  hatta eşini  öldürdüğü  söylenen  biri. İkizler kendilerini açlık, sefalet yoksulluk koşullarında birbirlerinden destek alarak yetiştiriyorlar. Çok  zekiler okuma yazma, hesap yapma  gibi bir çok  şeyi birlikte  öğreniyorlar. 
İlk kitabın sonunda ikizler birbirinden ayrılıyor biri sınırı  geçerek başka  bir yere gidiyor. 
🌹
İkinci kitap Kanıt 'ta ikizlerin adlarını  öğreniyoruz.  Lucas ve Klaus. İkinci  kitapta ikizlerin tek başlarına verdikleri yaşam  mücadelesine  tanık oluyoruz. 
🌹
Son kitap Üçüncü Yalan 'da ikizlerin olgunluk dönemini okuyoruz.  İkizlerden Claus şehre  geri dönüyor ama  okur olarak  ters köşe oluyoruz daha fazla  anlatmiyim. 
🌹 
" hepimiz  hayatta bir  kez ölümcül bir hata  yaparız ve farkına vardığımız  zaman iş  işten  geçmiş olur."
🌹
" Şuna  inanıyorum ki, bütün insanlar dünyaya  en azından  bir kitap yazabilmek için gelmiştir, başka  bir şey  için  değil. 
Yazmayan kişi  yitik insandır  iz bırakmadan gelip  geçer. "
🌹
Son kitap Üçüncü Yalan  beni çok  etkiledi. Bütün  olarak da çok beğendim.  Okuru yormayan ama düşündüren bir eser çıkmış  ortaya. 
🌹
Büyük Defter Kanıt Üçüncü Yalan gönülden tavsiyemdir. 

Blog Not : 2023'de okumuştum tekrar paylaşmak istedim.  

2 Eylül 2025 Salı

USTA İLE MARGARİTA

2018 yılında kitap fuarında kitaplarina rastladığım bir yazardır Bulgakov. 
Eserleri  Sovyetler Birliği'nin edebiyat üzerindeki baskıları nedeniyle uzun süre basılamamış.
✏️
Genç Bir Doktorun Anıları ile başlayan Bulgakov sevdam o zamanlar,Usta ve Margarita ile en üst seviyeye ulaşmıştı. 
✏️
Yazar bu kitabını 1928 yılında yazmaya başlamış ve üzerinde kendi ifadesi ile " tabuta  kadar"  çalışmış . 1940 yılında hayatını kaybettiğinde kitaba dair tamamlanmamış  ve düzeltme notları ile dolu sayfalar bırakmış ve eşi tarafından düzenlenmiş. 1966 - 67 yıllarında eşi  tarafından sansürlenerek ve kısaltılarak yayınlanmış . İlk sansürsüz baskısı 1973'de Anna Saakyants yönetiminde gerçekleşmiş. 
✏️
Tamamlanmamış bir eser olduğundan dip notlarla okuması çok kolay olmayan ama keyifli bir kitaptır Usta ile Margarita.
✏️
Goethe' nin Faust' undan izler taşıyan bu roman meraklısı okurlar tarafından sevilen bir eserdir.
✏️
Çeviriyi yapan Mustafa Kemal Yılmaz 'ın başlangıç notu çok kıymetli bence : "Şeytanın ayrıntıda gizlendiği doğruysa eger; okur dikkatinin ödülünü alacaktır kuskusuz. "
✏️
" ... peki kimsin o zaman?
İlelebet şer isteyen ve ilelebet hayır işleyen o gücün parçasayım ben . " 
Goethe, Faust
✏️
Bir akşam üstü  şeytanın iyi giyimli bir insan kiliginda şehre inip kendini Prof. Woland olarak tanıtmasıyla başlayan bu şahane roman Stalin döneminde yazılmış rejime bir hicivdir aslında  ...
✏️📚✏️